Hz. Peygamberimiz'in (sas) hicreti
Sevgili Çocuklar! Bugün sizlere Peygamber Efendimiz'in hicret esnasında yasadığı bir olayı anlatacağiz.
Peygamber Efendimiz (sav), hicret edeceği gece gizli bir yerde saklandıktan sonra ertesi gün ıssız bir anda sevgili arkadaşı Ebû Bekir'in evine doğru geldi. Mekke'li kafirlere yakalanmamak için çeşitli tedbirler alan Hazreti Ebu Bekir, Peygamber Efendimiz (sas) ile birlikte evin arka penceresinden çikarak Sevr mağarasına yöneldiler. Sanki ayak parmaklari üzerinde yürüyorlardı. Bazen de Ebû Bekir, ileri geri, sağa sola gidiyordu. İzler, kendilerini takip edecek kafirleri şaşirtsın ve nereye gittikleri belli olmasın diye böyle yapıyordu.
Gözü dönmüş kâfirler, Peygamber Efendimiz'in yerinde Hazreti Ali'yi bulunca her tarafı didik didik aramaya başladılar. Vaziyet anlaşılmıştı. Efendimiz, Ebû Bekir'i de alarak gitmişti. İz takibinde şöhretli Ebû Kürz'ü buldular.
Sevr magarasına yaklaştıklarında Peygamberimizin ayakkabısı parçalanmış mübarek ayaği kanıyordu. Hazreti Ebû Bekir, Kâinatin Sultanı'nı sırtına alarak magaranin kapisina kadar getirdi. Ay, her tarafi gündüz gibi aydınlatıyordu.
Hz. Ebû Bekir, Peygamber Efendimiz'den (sas) müsaade isteyerek mağaraya önce kendisi girdi. Maksadı, yılan, çiyan gibi haşerat varsa onları zararsız hale getirmekti. Mağaranin içinde her hangi bir haserat görünmemekle beraber duvarlarda yılan delikleri vardi. Ebu Bekir, (ra), gayet iyi bir kumaştan dikilmiş olan gömleğini hemen üstünden çıkartıp parçalayarak bu delikleri tikamaya balladi. Az sonra bütün delikleri tıkamış fakat yere yakın noktadaki birine çaput yetmemisti.
Bu son deligi de ayak tabani ile kapattiktan sonra Resulullah'i içeriye davet etti. Çok yorgun düsmüs olan Sevgili Peygamberimiz, arkadasinin dizine basini koyarak uyumaya basladi. Efendimiz (sas) uyurken bir yilan, disariya çikacak baska hiçbir delik bulamayinca içeriden Hazreti Ebû Bekir'in ayagini soktu. Ebû Bekir'in cani öylesine yandi ki kendini ne kadar siktiysa da zehirin etkisinden göz yaslarini tutamadi. Istemeden akan damlalardan bir ikisi de Efendimizin mübarek yüzünü islatti. O hemen uyandi ve magara arkadasina niçin agladigini sordular.
- "Yilan, dedi Hazreti Ebu Bekr. Ayagimi yilan soktu ya Resulallah!"
Sevgili Peygamberimiz, yaraya tükrüklerinden birazcik sürdüler; aci derhal dindi.
Bu esnada Ebu Kürz ve pesindeki insanlar Sevr Magarasina çikan izleri tesbit etmis geliyorlardi...
Magara agzina gelen bir örümcek, çok kisa bir zamanda kapiyi aglari ile tamamen örttü. Sonra bir güvercin, bu aglara hemen bir yuva yapti; yuvaya yumurtladi ve üzerine yatti. Ve kapinin önünde âniden bir agaç yükseliverdi. Derken, Allah düsmanlari, yirmi metre kadar yaklastiklarinda sesleri isitilmeye baslandi.
Sesler yaklasinca Hz. Ebû Bekir çok üzüldü ve göz yaslarini tutamadi. Peygamberimiz (sas):
"Niçin agliyorsun?" deyince: "Ya Resulallah! Korkum kendim için degil. Sayet size bir zarar gelirse Islâm dîni mahv olur."
Efendimiz Hz. Ebu Bekir'i teselli ederek:
"Hayir, üzülme. Allah bizimle beraberdir." dedi. Hz. Ebû Bekir tekrar:
"Iste magaranin agzina dayandilar; egilseler bizi görecekler." deyince Peygamber Efendimiz (sas): Allah'a karsi büyük bir tevekkül içinde Rabbinin korumasindan en ufak bir ümitsizlige düsmeden arkadasina cesaret veriyor ve:
"Üçüncüsü Allah olan iki dosta kimse zarar veremez." diyordu.
Ebu Kürz, saskin ve nes'esi kaçmis bir sekilde: "Izler buraya kadar. Ya yere girdiler, ya da göge uçtular. Garip, çok garip!." deyince biri:
"Ee! Belki içerdedir... diye fikir yürüttü. Bunun üzerine Ümeyye bin Halef söyle dedi:
"Dedigin söze bak! Güvercin, biz yaklasirken uçtu. Yumurtalari da yuvada sapasaglam. Bu örümcek agi, belki Ebû'l-Kâsim'in dogumundan evvel bile vardi. Sayet magaraya girmis olsalardi ag bozulmus, yumurtalar da yere düsmüs olurdu."
Bütün hepsi ayaklarinin altinda yuvarlanan taslarla birlikte çekip gittiler.
Kâfirlerin bütün ümidleri kirilsin ve aramaktan vazgeçsinler diye Peygamber Efendimiz (sas) magarada üç gün üç gece daha kaldilar.
Magaradan sag salim çikabilecekleri fikrine sahip olduklarinda Efendimizin talimati ile Âmir ve Abdullah adinda iki sahabi birer deve getirdiler. Bir deveye bu ikisi binerek yol göstermek için öne düstüler; digerine de Peygamberimiz binerek arkasina da Hz. Ebû Bekir'i aldi ve Medine'ye dogru hicretlerine devam ettiler.
Evet! Sevgili Çocuklar! Yaptigimiz islerde Allah'in rizasini gözetmek ve önümüze çikan engellerde üzerimize düsen her gayreti gösterdikten sonra gücümüzün yetmedigi yerde de yine O'na güvenmek gerekir. Unutmayalim ki Allah adina yaptigimiz her iste Allah bizim yanimizdadir.
HİCRETTİN HATIRLATTIKLARI
Hicret : Mekke’den Medine’ye Allah’ın emriyle Peygamberimizin ve sahabenin 622 yılında gidişi.
İlk hicret : Habeşistan’a olmuştur.
Muhacir : Mekkeden medineye giden (sahabelere) müslümanlara denir
Ensar : Muhacirlere yardım eden medineli müslümanlara denir.
622 yılı : Peygamberimizin mekkeden meddineye göç ettiği tarih.
Hz. Ebu Bekir : Hicrette Peygamberimizin yol arkadaşı.
Hz.Ali : Peygamberimizin yatağına, emanetleri sahiplerine vermek için yatan kişi
Sevr Mağarası : Hicrette Ebu Bekir’le birlikte saklandığı mağara.
Süraka : 100 deve ödülünü almak için peygamberimizin peşine düşen ve sonra diğerlerini engelleyen kişi.
Kusva (Kasva): Hicret sırasında Peygamberimizin bindiği devenin adı.
Kuba mescidi : İslam tarihinde yapılan ilk mescid.
Ranuna vadisi: İlk cuma namazı kılınan yer.
Ebu Eyyub El Ensari: Mescid-i Nebi yapılıncaya kadar peygamberimizin misafir olduğu kişi
Mescidi Nebi : Medineye gelindiğinde Peygamberimizin ilk iş olarak yaptığı Mescid.
Hicri yılbaşı : Hz. Ömer’ in halifeliği zamanında takvim başlangıcı olarak kabul edilmştir.
Aşağıdaki kelimeleri tabloda bulalım!
Medine Mekke Mescid Kuba mescidi Mescidi nebi
Habeşistan Kusva Süraka Hicret Cuma Namazı
Ranuna Ebu Bekir Ali Emanet Deve
Hicri yıl Takvim Nebi İlk Hicret Muhacir
|
H
|
A
|
B
|
E
|
Ş
|
İ
|
S
|
T
|
A
|
N
|
|
K
|
J
|
M
|
E
|
S
|
C
|
İ
|
D
|
A
|
K
|
|
U
|
Y
|
Y
|
K
|
U
|
S
|
V
|
A
|
4
|
L
|
|
B
|
S
|
A
|
K
|
D
|
E
|
V
|
E
|
I
|
İ
|
|
A
|
Ü
|
L
|
E
|
N
|
E
|
B
|
İ
|
B
|
B
|
|
M
|
R
|
İ
|
M
|
M
|
E
|
D
|
İ
|
N
|
E
|
|
E
|
A
|
R
|
A
|
N
|
U
|
N
|
A
|
Y
|
N
|
|
S
|
K
|
T
|
A
|
K
|
V
|
İ
|
M
|
J
|
İ
|
|
C
|
A
|
E
|
M
|
A
|
N
|
E
|
T
|
O
|
D
|
|
İ
|
6
|
H
|
İ
|
C
|
R
|
E
|
T
|
U
|
İ
|
|
D
|
E
|
B
|
U
|
B
|
E
|
K
|
İ
|
R
|
C
|
|
İ
|
L
|
K
|
H
|
İ
|
C
|
R
|
E
|
T
|
S
|
|
M
|
U
|
H
|
A
|
C
|
İ
|
R
|
5
|
P
|
E
|
|
H
|
L
|
I
|
Y
|
İ
|
R
|
C
|
İ
|
H
|
M
|
|
C
|
U
|
M
|
A
|
N
|
A
|
M
|
A
|
Z
|
I
|
